EĞİTİM- SEN Gazipaşa Şube Başkanı Muhammet Türker, Kamu Emekçileri Sendikaları adına TBMM’de görüşülen 2016 Bütçe Kanun Tasarısı hakkında açıklamalarda bulundu.
Açıklamasına “2016 Yılı Bütçesi sermaye, savaş ve darbe bütçesidir” diye başlayan Türker, “Hepinizin takip ettiği gibi TBMM’de 2016 yılı bütçe kanun tasarısı görüşülüyor. Fiili rejim değişikliğine giden Saray’ın emriyle Mecliste en kısa sürede 2016 yılı bütçesi hızla geçirilerek yasallaştırılacaktı 2016 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi daha öncekiler gibi, demokratik katılımcılığı esas almadan, toplumun en geniş kesimlerinin müzakere ve onayına başvurulmadan antidemokratik bir anlayışla hazırlanmıştır. Bırakalım örgütlü kesimlerin sürece dâhil edilmesini muhalefet partilerinin de devre dışı bırakıldığı, dikkate alınmadığı 2016 bütçesi tam anlamıyla bir savaş, talan ve yoksulluk bütçesi olduğundan kamuoyunun da tartışması istenmemektedir” dedi.
“2016 MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÜLKENİN ÜZERİNE BİR KABUS GİBİ ÇÖKECEKTİR”
2016 Merkezi Yönetim Bütçesi’nin sefalet ve yoksulluk boyutuyla 2015 yılı bütçesini de aşan karakteriyle tüm ülkenin üzerine bir kabus gibi çökeceğini belirten Türker, “Referanduma götürülmesi planlanan AKP Anayasası ve Başkanlık rejimi için yer yer bazı kesimlere bir parmak bal sunulsa da kepçe ile geri alacaklarını bütçede belirtmişlerdir. 2016 bütçesi bir taraftan emekçilere ağır vergi yükü getirirken diğer yandan savunma ve güvenlik harcamalarına ayrılan devasa kaynaklarla tüm ülkede baskıcı, otoriter ve faşizan yönetim anlayışının kalıcılaştırılması hedeflenmektedir” diye konuştu.
“SENDİKAMIZ ÜYELERİNE SORUŞTURMALAR AÇILIYOR”
2016 yılında emekçileri çok daha kötü günlerin beklediğini dile getiren Türker, “AKP ve Saray, Cumhuriyet tarihinde görülmedik biçimde harcadıkları örtülü ödenekleri de bu güvenlik konsepti doğrultusunda kullanmaktadırlar. 2016 yılında emekçileri çok daha kötü günlerin beklediğini bütçeden de görebiliyoruz. Nitekim 2016 yılının daha ilk ayında çığ gibi büyüyen zamlarla birlikte esnek ve güvencesiz çalışmayı amaçlayan torba yasa Meclisten geçirilmiş, hemen ardından modern kölelik anlamına gelen kiralık işçi bürolarını düzenleyen tasarı gündemleştirilmiştir. Şimdi de kıdem tazminatlarını talan etmeyi, adım adım ortadan kaldırmayı hedefleyen tasarı için kamuoyu oluşturulmaya çalışılıyor. Her gün bir Hükümet yetkilisi muhalif kamu emekçilerinin işine son verileceği tehdidinde bulunuyor. Sendikamız üyelerine soruşturmalar açılıyor. Uydurma gerekçelerle sürgünler yapılıyor. Sendikalarımız kuşatılmak isteniyor. En son 29 Aralıkta yaptığımız grev nedeniyle üyelerimiz hakkında soruşturmalar açılmaktadır. Baskılar bizleri yıldırmayacaktır” şeklinde konuştu.
“EK ZAM TALEBİMİZ BÜTÇEDE MUTLAKA KARŞILANMALIDIR”
Hükümetin, satış sözleşmesinden kaynaklı kayıplarını telafi edilmediğini dile getiren Türker, “Hükümete diyet borcu olan yandaş sendikaların da bu çalışmaların içinde olması emekçilerin nasıl bir kumpas içine alınmak istendiğini göstermektedir. 2016 bütçesi ile açık ve gizli zamlar, KDV, ÖTV gibi dolaylı vergi artışları otomatiğe bağlanmış, bütçe gelirleri vergiler aracılığıyla bir kez daha emekçilerin sırtına yüklenmiştir2016 bütçesinde ısrarla talep etmemize rağmen; satış sözleşmesinden kaynaklı kayıplarımız telafi edilmemiş, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması için düzenleme yapılmamıştır. Sefalet ücretine mahkûm edilen kamu emekçilerine verilen enflasyon oranındaki artışlar 2016 yılının daha ilk haftasında iğneden ipliğe yapılan zamlarla erimiş, yok olmuştur. Dolaysıyla ek zam talebimiz bütçede mutlaka karşılanmalıdır” dedi.
“TAŞERON ÇALIŞTIRMA YASAKLANMALI”
Modern kölelik olan istihdam büroları uygulamasından vazgeçilmesi gerektiğini vurgulayan Türker, “İktidar, Kamu emekçilerinin iş güvencesine, kıdem tazminatını talan etmeyi amaçlayan fon uygulamasını aklından bile geçirmemelidir. Taşeron çalıştırma yasaklanmalı, güvenceli çalışmaları sağlanmalıdır. Esnek ve güvencesiz çalışma biçimlerini yaygınlaştırmak yerine tam istihdamlı güvenceli çalışmanın sağlandığı, grevli toplu sözleşme hakkının hayata geçirildiği yasal düzenlemeler bir an önce hayata geçirilmeli, kadın emekçilerin insana yaraşır çalışma koşullarına kavuşmasının önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Yine bütçede iş cinayetlerini durdurmaya yönelik tedbirlerden, işyeri denetimlerinin artırılmasından, kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınmasından, güvencesiz istihdama son verilmesinden eser yoktur. Tüm ek ödemeler temel ücrete eklenerek emeklilik hesaplamasına dâhil edilmeli, gelir vergisinde işçiler ve kamu emekçileri için artan oranlı vergi dilimi uygulamasına son verilmelidir” diye konuştu.
“EĞİTİME YETERLİ BÜTÇE AYRILMALIDIR”
Kamu kaynaklarının özel okullara aktarılması uygulamasına son verilmesi gerektiğini söyleyen Türker, “Eğitime yeterli bütçe, okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalıdır. Özellikle eğitim, sağlık ve çalışma bakanlığı bütçeleri en az iki kat arttırılmalıdır. Temel tüketim mallarına yapılan zamlar geri alınmalıdır. Ağır borç yükü altındaki ücretli emekçilerin borç faizleri tamamen silinmeli, işçi ve emekçilere borç ödeme kolaylığı getirilmelidir” dedi.
“ON BİNLERCE İNSAN ŞEHİRLERİNİ TERK ETTİ”
Asgari ücretin bir ailenin geçimini sağlayacak şekilde belirlenmesi ve tamamen vergi dışı bırakılması gerektiğini belirten Türker, “İstikrar getireceğiz diye İktidar olan AKP ülkemizi yangın yerine çevirdi. Şehirler yakılıp yıkıldı. On binlerce insan şehirlerini terk etti. Okullar kapalı, Öğrenciler eğitim hakkında yararlanmıyor. Öğretmenler okullarına gidemiyor. Türkiye’yi Suriyelileştirdiler. Şimdide Suriye’de İŞİD’ destek için Ülkemizi Savaşa sokmak istiyorlar. Bu kirli savaşa ülkemizi sokmalarına izin vermeyeceğiz. ‘Bizler Barışın tarafında, halkların kardeşliğinden yanayız. Savaşa hayır, barış hemen şimdi diye haykırıyoruz.’” şeklinde konuştu.